Konuya Açıklık Getirelim: Fobiler
- Cansel OK
- 28 Haz 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Şub 2024

“Hayvan fobisi hayvanlara zarar vermek, hayvanları sevmemek değildir.”
Hayvan fobisi yaşayan bireylerden biriyim. Bu durumu üzerimde etiket olarak kullanmıyorum ve bunu kullanan biri varsa veya başkaları bu şekilde adlandıracaksa lütfen artık buna bir son vermeniz gerektiğini buradan hatırlatmak isterim. Ne yaşarsak yaşayalım, hangi özelliklere sahip olursak olalım ne kişileri etiketleyelim ne de kendimizi etiketleyelim.
Hayvan fobimi yenebilmek için ara ara kendimi maruz bırakma tekniği olarak adlandırılan tekniği uygulayarak kedi ve köpek dostlarımızla ile aynı odada kalmaya çalıştım. O süreçte yaşadığım bilişsel, duygusal, fiziksel tepkilerimi burada detaylı anlatmayacak olsam da zor bir süreç olduğunu söylemek isterim. Evet, ben hayvan fobimi yenemedim. Yenememek bir yana insanlardan gelen tepkilerden (fiziksel, duygusal vb.) dolayı daha olumsuz etkilendim. Bizlerin yaşadığı korku, üzgün, endişe gibi duyguların bireylerden gelen tepkiler nedeniyle daha olumsuz bir şekilde etkilenmekteyiz.
Kendi yaşadığım birkaç sahneye burada yer vermek isterim. 1.Sahne Ben: Yolda köpekler ile karşılaşırım, köpeğin gitmesini bekler ya da ani tepki veririm. Birey: Korkma onlar sana zarar vermez (yoldan geçen bir birey alaylı ses tonuyla) Açıklama: Asıl mesele de bu zarar vermeyecekleri halde korkmaktır.
2.Sahne Ben: Köpek geliyor, fobim olduğu için maalesef buradan ayrılmam gerekiyor. (yönümü değiştirmem gerekiyor vb.) Birey: Ona/onlara zarar vermeyeceksin değil mi? Açıklama: Her korku yaratan durumda zarar vermek mi gerekiyor? Bu düşünceyi anlamak, bu gibi düşüncelere sahip insanların bu kanıya nasıl vardıklarını her zaman düşünmüşümdür. Ancak o kadar sık karşılaşmaya başladım ki anlam vermenin yerini kocaman bir anlamsızlığa yer bıraktım.
3. Sahne Ben: Köpek var, aslında hayvanlara fobim var. Birey: Hayvanları neden sevmiyorsun, hayvanlar nasıl sevilmez? Açıklama: Yine o gelen anlamsız, mantığı olmayan, yargılayıcı, kalıplı ve sözde soru cümlelerine… Fobiniz her ise (canlı veya cansız varlık) onu sevmediğiniz, zarar verdiğiniz anlamına gelmediğini tekrardan hatırlatmak ve açıklığa kavuşturmak isterim. Küçük yaştan beri bu cümlelere maruz bırakılan bireyler artık kendilerini kötü, sevmeyen, zarar veren bir birey olarak görebileceği gibi farklı tehlikeli bir duruma da dönüşeceğini buradan bizzat hatırlatmak isterim.
4.Sahne Ben: Evinde hayvan var, ben evine gelmeyeyim çünkü onun bir yere kapatılmasını istemem. Birey: Bir şey olmaz gel, odaya kapatılır (ev sahibi odaya kapatır ve olumsuz jest mimikler yapar) Açıklama: Kendinizi huzursuz hissetmenize neden olmakla birlikte suçlu da hissedersiniz. Halbuki burada ne kimse suçlu hissetmeli ne de huzursuz. Evinize gelinmez, ne siz ne de bizler huzursuz hissederiz.
Fobilerde yaşadığımız olumsuz duygular ile bireylerden gelen olumsuz tepkiler, çocukluktan yetişkinliğe yaşamın her döneminde bizleri daha da büyük bir yıkıma götürdüğünü buradan söylemek isterim.
Yaşadığımız fobilerde sadece ama sadece kendimizi üzmekte, endişelendirmekteyiz. Hayvanları evet seviyorum ancak uzak mesafeden ve fotoğraflardan seviyorum. Aynı ortamda bulanamıyor, bulunsam da kendime zarar verecek ani tepkilerde bulunuyorum.
Yaşadığımız her süreç sadece ama sadece bize zarar vermektedir. Emin olun ki yaşadığımız fobi her ne olursa olsun sizin o alaycı, bizden bıkmış, sevmeyen, zarar veren, kötü bir insan olduğumuz algınızdan artık yorulduk. Bunu düşünen insanlar var ise bizim değil, sizlerin kendinizi sorgulamanız, değiştirmeniz, duygu-düşüncelerinize bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bunu yaşayan bireylerin iki isteği var: Fobilerini yenmek ve bireyler tarafından anlaşılmak. Bazen yaşadığımız fobi değil, sizin bize olan tepkileriniz bizi üzmektedir. Kalıplaşan yargılarınızla kimseye zarar vermemeniz dileğiyle, sevgiler…
Not: Yazım ilk olarak Medium Türkçe Yayın hesabında yayınlanmıştır.
コメント