top of page

Kadınları Konuşalım: Doğum Korkusu

Güncelleme tarihi: 25 Mar 2021


Doğum, Psikoloji, Doğum korkusu, Kadın
Tasarım: Cansel OK

Doğum korkusu yaşayan kadınlara dair Türkiye’de yapılan araştırmalar yeterli değildir. Konuyu bilimsel dayanaklar ile sunmamda yardımcı olan aşağıda kaynakça olarak belirteceğim makale yazarlarına teşekkür ederim.


Doğum korkusu; doğumdan önce, doğum anında ve sonrasında yaşanan korku olarak adlandırılmaktadır. 2000 yılında doğum korkusu özgün bir fobi çeşidi olarak ilk kez bahsedilmiştir (Hofberg ve Brockington, 2000; akt. Sezen ve Ünsalver, 2018).


Doğum korkusu kadar önemli bir kavram da ‘Tokofobi’ kavramıdır. Kabul edilebilir düzeyde yaşanacak korku, kadını doğuma hazırlama konusunda motive edebilir ancak korku gebelikten önce oluşmuş ya da gebelik korkunun şiddetini artırmışsa bu duruma “Tokofobi” olarak adlandırırız (Alessandra ve Roberta, 2013; akt. Sezen ve Ünsalver, 2018).


Doğum korkusunun nedenleri;

  • Başkalarının korku dolu doğum hikayelerini dinlemek veya şahit olmak

  • Önceki doğumların vakum ya da forseps ile gerçeklemiş olması

  • Doğuma ait bilgi eksikliği

  • Hamilelik süresince ve doğum anında eşinden yeterli desteği görememe

  • Sağlık çalışanlarına yönelik güven eksikliği

  • Doğum uzmanı tarafından verilen psikolojik desteğin yeterli olmaması gibi faktörler rol oynamaktadır.


Doğum korkusunun sonuçları;

  • Doğum korkusu; müdahaleli doğum, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), acil sezaryen doğum, postnatal (doğum sonrası) depresyon, anne-bebek bağlanma, cinsel sağlık ve gelecekteki doğumlar için olumsuz zihin kayıtları gibi sorunlara neden olabilir. Sezaryen oranlarının artması, doğum yapma korkusuyla ilişkili olup kadınlar korku nedeniyle sezaryen doğumu tercih etmektedir (Şahin, 2009).


Yapılan doğum korkusuyla ilgili araştırmalardan birkaçı:

  1. Anne ve baba adayı olan 216 çiftle yapılan bir çalışmada hem kadınların hem de erkeklerin %80’den fazlası doğumdan korktukları ortaya çıkmıştır.

  2. 8000 kadınla yapılan çalışmada ise her 20 kadından birinin doğumdan korktuğu ortaya çıkmıştır.


Tasarım: Cansel OK

Kadınların sağlıklı bir doğum sürecinde duygusal olarak; empati, güven, şefkat ve ilgi ihtiyaçlarının karşılanması, maddi olarak; günlük hayattaki ev işi vb. konularda sorumluluklarına yardımcı olunması ya da ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması, zihin karışıklıklarının çözümüne ortaklık edilmesi ya da benlik saygısının yükseltilmesi için bilişsel alanlarında desteklere ihtiyacı vardır (Ardahan, 2006). Gebeler kendine destek olacak kişi/kişilerin duygusal açıdan güçlü olmasını tercih etmektedir (Kabakian ve ark., 2015; akt. Sezen ve Ünsalver, 2018).


Türkiye’ deki kadınların %74,5’ i doğum için sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadır. Kadınların destek beklediği kişiler ailesi, eşi ve sağlık personelidir (Timur ve Hotun, 2010).

Eş, hamile bireyin birincil destekçisi olmaktadır (Okanlı ve ark., 2003). Erkeğin gebelik sürecinde kadın sağlığı ve cinsellik hakkında doğru bilgiler edinmesi destek sağlama noktasında çok önemlidir (Ertem ve Sevil, 2010; akt. Sezen ve Ünsalver, 2018). Bu süreçte eşin vereceği desteğin kalitesi evlilik uyumu ile yakından ilişkili olmaktadır. Eşler arasında yaşanan ilişki problemleri, bilinçdışı temelli gebelik bulantılarına ve gebenin doğum stresi yaşamasına neden olabilir (Beydağ ve Mete, 2008).


Hamilelik sürecinde, sağlık çalışanlarına obstetrisyen, ebe, hemşire, ruh sağlığı çalışanı dahil olmaktadır. Sağlık personellerinin gebeyle etkili iletişim kurması, özellikle ebe ve hemşirelerin doğum anında tuvalet ihtiyacını gidermesi, yalnız kalmak istediği zaman yalnız bırakılması ve ihtiyaç anında gebenin yanında bulunması ve gebeye güven vermesi kadın için önemli desteklerdir.


Doğum psikoterapisti ise anne, baba, bebek ve doğumu yönlendirecek sağlık çalışanlarına kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmaktadır. Doğumdan önce gebe ile görüşmeler yaparak kuşaklararası doğum hikayelerini inceler, aile üyelerinin doğuma yükledikleri anlamları çözümler ve anne-bebek bağlanmasına yönelik çalışmalar yapar (Karabekir 2016).


1999-2001 yılları arasında 3000’den fazla kadınla yapılan bir çalışmada, hamilelik sırasında destek gören kadınların doğum süreçlerini daha rahat geçirdikleri sonucuna ulaşılmıştır.

Doğum korkusunun azaltılmasında eş, sosyal çevresi ve sağlık çalışanlarının verdiği desteğe ek olarak doulanın (doğum yardımcısı / doğum destekçisi / doğum koçu) desteği de önemli olmaktadır. Doula, gebelik sürecinde gebeye arkadaşlık, ablalık, kardeşlik gibi yakın ilişki kuran, doğumu için ona destek sağlayan bir rolü vardır.

Bu bilgilerden özetle, doğum korkusu ve bu süreci yaşayan tüm kadınlarımıza psikolojik, fizyolojik vs. anlamda destek olma konusunda bilinçlenmemiz gerekmektedir.


Not: Yazım ilk olarak Medium Türkçe Yayın hesabında yayınlanmıştır.


Kaynaklar


Ardahan, M. (2006). Social support and nursing. Journal of Atatürk University School of Nursing, 9(2).

Beydağ, D.T. & Mete, S. (2008). Validity and reliability study of the prenatal self evaluation questionnaire. Journal of Atatürk University School of Nursing, 11(1).

Karabekir, N. (2016). Using psychodrama in childbirth education and birth psychotherapy: birth with no regret. Association for Pre-and Perinatal Psychology and Health, 30(3).

Okanlı, A., Tortumluoğlu, G. & Kırpınar, İ. (2003). The relationship between pregnant women perceived social support from family and problem solving skill. Anatolian Journal of Psychiatry, 4(2).

Sezen, C. & Ünsalver, B. Ö. (2018). Doğum korkusu ve sosyal destek düzeyi arasındaki ilişki: Bir gözden geçirme ve pilot çalışma. The Journal of Neurobehavioral Sciences, 1(5).

Şahin, N.H. (2009). Rates and outcome of cesarean section. Maltepe University School of Nursing Science and Art Journal, 2(3).

Timur, S. & Hotun Şahin, N. (2010). Women’s social support preferences and experiences during labor. Journal of Research and Development in Nursing, 12(1).

Comments


bottom of page