Buşido: Japon Samurayların Felsefesine Kısa Bir Bakış
- Cansel OK
- 28 Ara 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Şub 2024

Japon tarihinde savaşçı sınıfını samuraylar oluşturmaktadır. Samuraylar, yaşamın her yönüne ve etik sorunlara dair cevaplarını Buşido’da bulmuşlardır.
Buşido sözcüğünü oluşturan karakterlere etimolojik olarak bakıldığında; Bu, “durdurmak” ve “mızrak” şeklinde iki kısımdan gelmektedir. Sözcük “savaşa dair”, “askeri” anlamlarını vermektedir ancak özünde “gerilimi durdurmak” anlamı vardır. Şi, “samuray”, “beyefendi” ya da “âlim” anlamına gelmektedir. Do, “baş” ve “hareket” kısımlarından oluşmaktadır ve orijinal olarak düşünceli bir eylem yolunu temsil etmektedir. Bir yol ve mecra anlamı taşımaktadır (Wilson, 2010; akt. Akman, 2010).
Buşido, çevirideki “savaşçının yolu” anlamından ziyade, temel ilke olarak öz-disiplini gerektiren, etik ve savaşçı yönü olan bir yaşam yolu olarak kabul edilmektedir. Öz-disiplin savaşçının toplum içindeki yerini, etik değerleri kavramasını ve savaş sanatları içinde olgunlaştırmasını gerektirmektedir. Bu sayede savaşçı asıl düşmanın kendi bilgisizliği ve tutkuları olduğunu görmektedir. Bu yönüyle Buşido, salt bir savaşçılık metodolojisi olmanın ötesinde, kişisel gelişim, olgunlaşma ve aydınlanma yoludur (Wilson, 2010; akt. Akman, 2010).
Inazo Nitobé, yaptığı araştırma sonucunda Buşido’nun temel prensiplerini şu şekilde sıralamıştır:
• Dürüstlük ve Adalet,
• Cesaret, Gözü peklik ve Tahammül-i Nezaket,
• Doğruluk ve Açık sözlülük,
• Onur,
• Sadakat Yükümlülüğü (Nitobé, 2004; akt. Akman, 2010).

Samuraylar hakkında ilk kez 9. yüzyılda bahsedilmiştir. Geleneksel Japon toplumunun savaşçı sınıfı, Suzuki Shosan “Budacı ilkelerle toplumsal ilkelerin” bir bütün olduğu etik mecranın temsilcileri olarak açıklamıştır.
Suzuki Shosan, samuray felsefesinde kişisel farkındalığı ve gelişimi: “Kendinizin farkına varın ve kendinizi tanıyın. Ne kadar öğrenirseniz öğrenin ve ne kadar bilirseniz bilin, kendinizi tanımıyorsanız, hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir. Gerçekten de, kendinizi tanımıyorsanız, başka hiçbir şey bilmezseniz.” olarak ifade etmiştir (Cleary, 1998; akt. Akman, 2010). Buşido sadece kılıç kullanma ve diğer savaş sanatlarında ustalaşmak olarak algılanmamıştır.
Savaş sanatları, yaşamları yaratmanın, kendini özgürleştirmenin, olaylara belirli bir mesafeyle dışarıdan bakabilmenin, buraya ve şimdiye ait olabilmenin yolu olarak açıklanmaktadır. Bu yaklaşımda her şeyin temeli yatmaktadır ve bu anlamda savaş sanatları gösteri, eğlence ya da spor değildir. Kodo Sawaki, savaş sanatlarının sırrını: “Kazanan ya da kaybeden birinin olmamasıdır. Ne yenebilir ne de yenilebilirsiniz.” olarak ifade etmiştir (Deshimaru, 2002; akt. Akman, 2010). Buşido felsefesinin özünde kazanmayı amaçlamak, kaybetmekten korkmak, yaşamı arzulamak, ölümden korkmak gibi sınırlandırıcı ve sabitleyici duygular yer almamaktadır.
Savaşçı kendini ne hedefler ile ne bedeniyle ne de zihniyle sınırlandırmaz. Bu anlamda savaşçının yolu bedenin, fiziki gücün ve tekniğin ötesinde bir doğrultuya doğru, “spritüel” bir temelde gelişmektedir.
Not: Konu hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz aşağıda belirtmiş olduğum kaynakça kısmında yer alan bilgiden ulaşabilirsiniz. Sevgiler..
Not: Yazım ilk olarak Medium Türkçe Yayın hesabında yayınlanmıştır.
Kaynakça
Akman, K. (2010). Buşido: Japon Samuraylarının Felsefesi. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 132–150.
コメント